Merhaba! Ağır kış günleri gelmeden son bir hafta sonu kaçamağı yapalım dedik ve ani bir kararla Yedigöller’e gitmeyi karar verdik. Hatta yol üzerindeki tüm doğa güzelliklerinin olduğu yerlerde mola verdik. Rotamız şu şekildeydi; cumartesi sabah İstanbul’dan çıkış, Maşukiye’de kahvaltı molası, ardından Yedigöller. Cumartesi akşamı Bolu’da kalıp akşam şehri gezdik. Pazar sabahı Abant gölü, sonrasında Sapancada alabalık molası ardından İstanbul! Tek gezide tüm güzel yerleri aradan çıkardık:)
Gelelim Yedigöller’e…
Yedigöller resimlerde göründüğünden daha da güzelmiş. Burnumuzun dibindeki bu doğa harikasını görmek için geç bile kalmışız. Gitmek için en güzel zaman eylül, ekim ayları. Bölgeye giden yol gayet güzel sadece göllere çok yaklaştığınız noktada bol virajlı mecburen yavaş gitmeniz gereken yaklaşık 40 dakikalık bir yol geliyor. Ama bu yolda da manzara o kadar keyifli ki yavaş yavaş giderken camınızı açmayı, tadını çıkarmayı unutmayın.
Yedigöller’e giderken yanınızda mutlaka yiyecek bir şeyler bulundurun çünkü göllerin olduğu yerde pek bir tesis yok. Üstünüzde mutlaka rahat kıyafetler alın, eğer Ekim-Kasım döneminde gidiyorsanız kalın kıyafetlerinizi yanınızda bulundurun.
Göllerin arasında yürüyerekte gezebilirsiniz, araba ile de ilerleyebilirsiniz. Tam tadını çıkarmak için benim önerim yürüyüş yapmanız yönünde.
Konaklama
Biz son dakika program yapmaya karar verdiğimiz için Abant veya Yedigöller’e yakın bir otelde yer bulamadık. Eğer doğanın içinde konaklamak isterseniz Hindiba Doğa Evi Yedigöllere çok yakın bir mevkide, mis gibi doğanın içinde. Yalnız burada yer bulmak için en az 1 ay öncesinden rezervasyon yapmanız gerekir. Onu da peşin peşin söyleyelim.
Biz Bolu merkezdeki bir otelde kaldık bu sayede Bolu’yu gezme fırsatı yakaladık. Akşam yemeğinde tavsiye üzerine Mercan-i Restaurant’a gittik ve ba-yıl-dık. Bolu’da bu kadar lezzetli yemek yiyeceğimiz aklıma hiç gelmezdi. Yolunuz Bolu’ya düşerse mutlaka burada yemek yiyin.
Benim seyahat notlarım bu şekilde, bir sorunuz olursa yorum yazabilirsiniz!